Bir sniper oyunundan beklentiniz nedir?
Şahsen ben, sapına kadar gerçekçi bir keskin nişancı
simulasyonu beklerim. Bu işin ruhunu, 2 gün boyunca bir binanın
dar çatı arasında, küçük bir delikten altımızdaki caddeyi
gözleyerek, yerimizden sadece günde üç kere yanımızdaki
konserve kutusuna 2 kaşık atmak için, plastik kola şişesine
işemek için, Ya da bir sigara içmek için kalkıyorsak hissederiz.
Ya da çamurun içinde sekiz saat hareketsiz yatarak, üstümüzde
gezinen farelere ya sabır çekerek, karşımızdaki sniperin bizi
aldatmak için başvurduğu tüm akıl oyunlarına kanmadan, o “tek”
atışı bekliyorsak o oyun sniper oyunudur.
Eğer sizin de bu soruya cevabınız
benim gibiyse, üzülerek söyleyeyim siz de benim gibi bu oyunu
oynayınca hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Sniper elite
bize saklandığımız yerden, rüzgarı hesaplayıp, nefesimizi
kontrol ederek, nişan alma, tetiğin boşluğunu alarak, titretmeden
çekme şansı sunuyor. Ama bunu pek de etkileyici bir sunuma
dönüştüremiyor.
Saatlerdir dürbüne bakmaktan gözler lepistes balığı gibi pörtleyecek.
İkinci dünya savaşının son
demleri. Almanlar dört bir yanda kaybediyor ve Almanya'nın içlerine
sürülüyor. Kazanmak için tek umutları gizlice geliştirdikleri
yeni nesil füzeler de onları kurtaramıyor. Diğer yanda Ruslar bu
füzelerin peşinde, ve biz bir Amerikan keskin nişancısı olarak
bu planı bozmaya çalışacağız. Oyunun senaryosu, görevlerin
arasında izlediğimiz ikinci dünya savaşı belgesellerinden alınma
görüntüler ile aktarılıyor. Evet bu tarz bir anlatım, olaya
tarihsel gerçekçilik katma yönünden başarılı. Fakat tüm
görevlerin aynı mantık ve planlama üzerine kurulmuş olması, bir
süre sonra bizde, hikayeyi falan sallamadan her görevde çıkıp
tekrar tekrar aynı şeyleri yapma hissini tetikliyor.
Bu görev ilerlemesi genelde stealth
bir mentıkla başlayarak iki kişinin yanından sürünerek geç,(ama
sürünmesen de olur, zaten ortalık karışacak gizlilik mizlilik
kalmayacak) sonra istersen kapılara falan iki tuzak yerleştir, (ama
uğraşmasan da olur, sonuçta görevde 100 kişiyi öldüreceksin,
tetiğe iki defa fazla basarsın biter) sonra dikkatli bir şekilde
bir keskin nişancının durması gereken avantajlı yeri ara ve
konuşlan, (ama dikkat etmesen de olur çünkü dışarda silalar
patlarken binanın içinde uyuyan dallamalar bile göreceksin. Ha bu
arada o yeri aramasan da olur çünkü oyun sana checkpoint olarak
verecek) sonra şansına tam da sen varacağın yere vardığında
ortaya çıkan bölümün önemli adaını öldür, ( geç kalmak erken gelmek yok, saat gibi adamsın. bu nazi camiası da öyle hep dakik, sabah 9 işbaşı akşam 5 paydos, 5i 1 geçse ortada in cin yok) sonra ortalık
karışsın bi 50 adam daha öldür. Görevi bitir şeklinde. İşte
bu tekrarlayan senaryoyu her görevda yap. Oyun bu.
Kill Cam gerçekten çok önemli bir icat. 10.00 kere bu sahneyi izleyince oyun bitiyor.
“Lan sana naaptılar da bu kadar
kinlendin?” diye soruyosunuz değil mi? Ya arkadaşlar, oyunu bu
kadar boklamamın asıl sebebi ne grafikleri, ne sesi müziği
bilmemnesi. Bunların hepsi bir şekilde sınıfı geçer. Ama o
yapay zekayı size nasıl anlatayım onu düşünüyorum kara kara.
Şimdi, mesela Amerikan savaş filmlerini hatırlayın, Er Ryan'ı
kurtarmak olur, Full Metal Jacket olur. Bu filmlerde yoluna sniper
çıkan takımlar ne yapardı? Korkudan yerinden kıpırdayamazdı,
uzun uzun kafa patlatıp binbir soytarılık ederek o sniperı
bertaraf etmek için çare ararlardı değil mi? Çünkü insan
psikolojisidir, can tatlıdır. Köşeyi dönen arkadaşının
kafasına mermi girerse, sen seyit onbaşı olsan, John Rambo olsan o
köşeyi dönmezsin baba. Göt yemez. Düşün ki bir de
birbirinizden uzaksınız. kurşunun atıldığı yeri anlamanız
için bile önce 3-4 arkadaşın ölmesi gerekir. O bir sniper ölsün
diye, elinde scud füzen olsa düşünmezsin atarsın. Çünkü bu
puştlar öyle böyle bela değildir.
Peki oyunda ne oluyor? Sen ateş
ettiğin anda, arada 800 metre de olsa ortamda kaç düşman varsa
seni şak diye görüyor. Peki ne yapıyorlar, mal gibi
koşturuyorlar. Yatıyorlar, sonra geri kalkıyolar. Sonra çömüyolar,
sana iki el ateş ediyolar, sonra arkalarını dönüyorlar. Rezillik
abi. Sen de çatr çutur kill cam eşliğinde bunları indiriyosun.
Sonra ara ara sağda solda makinalı tüfekler yoktan peydah oluyor.
Onların başındaki adamı vuruyosun. O tüfeğin başındaki 3 adamı
vursan, 4.sü mal gibi gidip o tüfeğin başına yine geçiyor.
Neden? Sen kill cam eşliğinde daha çok röntgen çek diye.
Hep senin başının altından çıkıyo bunlar sümükbıyık.
Son olarak bu kadar abartılan şu kill
cam olayına bir değinelim. Kamera mermiyi takip ediyor, hedefin
kafasına gözüne, kıçına başına girdiğini izliyosun. Arada
kemiğe falan denk gelirse düşmanın röntgeni çekiliyor kırılan
kemiği, kafatasını görüyorsun. Tamam güzel ama 1000 kere
gördükten sonra ne anlamı var abi. Sen bunu bana ödül olarak çok
uzaktan yaptığım zor headshotlarda falan göster ki bi anlamı
olsun. Hedef hep ucuz popülerlik yani, oyuna Hitler'i öldürme görevi var diye, killcam rönten çekiyor diye güzel diyen zaten bizden değildir. Başka siteler var, onlar " Bi sıktım, Hitlerin gaffası parçalandı abii" diye iyi puanlar vermiştir. Onları okuyun.
Neyse işte son söz olarak, sniper
olayına meraklıysanız alın bi bakın. Zaten oyun 8-10 saatte
bitiyor. Piyasada başka sizin için yapılmış bir alternatif
olmadığına göre el mecbur oynayacaksınız. Fakat şahsi fikrim
oyunun yapay zekasının tüm keyfini kaçırdığı yönünde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder