Rockstar yine yapmış yapacağını.
Mart ayında oynadığım Mass Effect 3'ten sonra keyif aldığım
ilk oyun MP3 oldu. Aksiyon isteyen oyunculara ilacını vermişler.
Ve bunu en iyi becerdikleri iş olan “hikaye anlatımı” ile
birleştirmişler. Sonuç gayet iyi. Ufak hatalar var, ama evet sonuç
iyi.
Rockstar, Max Payne mirasını
Remedy'den devralırken, Max'in hayatında yeni bir dönem diyordu.
Gerçekten öyle olmuş. Bildiğinizgibi ilk oyunlarda karısını ve
çocuğunu kaybeden eski polisimiz, hafiften balataları yakmış,
saf bir intikam hırsıyla ayakta duruyordu. İntikamını da aldktan
sonra adamımız için bir yaşama sevinci kalmamış, içiyor içiyor
içiyor, haplanıyor, içiyor, kusuyor, içiyor, haplanıyor..
Derken olaylar gelişir. Polis
akademisinden eski bir tanıdığı Max'e “güney amerika
ülkelerinde güzel para var hacı, gel sende iki takıl, ortama bi
bak” diyor. Bizimki “la bırak içiyom ben, geldin şu güzel
ortamı bozdun” diyerek ilgilenmese de hayat Max'i Brezilya'da
zengin bir aileye özel korumalık yapar pozisyona sokuyor.
Max sabah kalkmış açma germe hareketleri yaparken
Max Payne 3 ün sitesinde, Rockstar'ın
oyun için Brezilya'da yaptığı araştırmaları görebilirsiniz.
Rio'nun yüksek sosyete hayatı nasıl insanlardan oluşur, bunlar
nerelerde oturuyor, nerelerde yiyip içip eğleniyor, nasıl bir
hayat tarzı yaşıyorlar, rockstar hepsini araştırmış. Yetmemiş,
Call of Duty oyunlarında da karşılaştığımız o meşhur Fevella
çeteleri nasıl adamlardır, kullandıkları silahlar nelerdir,
bunlara dalmış. Yetmemiş, Brezilya'da özel güvenlik sektöründe
işler nasıl yürür demişler, ona da bakmışlar. Bu kadar
araştırmadan çıkan sonuç nedir derseniz, dünyanın her yerinde
jet-set ortamlar olsun, yeraltı dünyası olsun aynıymış be
dostlar. Ama bu araştırmalar hikaye bazında oyuna kesinlikle
birşeyler katmış.
Bu kadar derinlik ve gerçeklik peşinde koşan oyun, oynamaya başladığımızda “gerçeklik falan bi yere kadar” diyerek, saf aksiyon bombası olmaya soyunuyor. Evet Max yaşlanmış, kartlaşmış, inceden göbeklenmiş ama maşallah gençliğinde yapamadığı işlere parmak atıyor. Helikopterlerden tek elle sarkıp baş aşağı ateş etmeler. Suratına gelen roketleri vurup patlatmalar. Çatılardan aşağı kayarken gez-göz-arpacık hizalamalar, Benim gibi oyunlarda gerçeklik arayan oyunculara çoğu zaman “Ya bu kadar yapmayın artık” dedirtiyor, ama oyunu da öyle böyle oynatıyor işte..
Max aile kabristanını ziyaret ederken
Bu kadar derinlik ve gerçeklik peşinde koşan oyun, oynamaya başladığımızda “gerçeklik falan bi yere kadar” diyerek, saf aksiyon bombası olmaya soyunuyor. Evet Max yaşlanmış, kartlaşmış, inceden göbeklenmiş ama maşallah gençliğinde yapamadığı işlere parmak atıyor. Helikopterlerden tek elle sarkıp baş aşağı ateş etmeler. Suratına gelen roketleri vurup patlatmalar. Çatılardan aşağı kayarken gez-göz-arpacık hizalamalar, Benim gibi oyunlarda gerçeklik arayan oyunculara çoğu zaman “Ya bu kadar yapmayın artık” dedirtiyor, ama oyunu da öyle böyle oynatıyor işte..
Her zamanki gibi Rockstar'ın ve Max
Payne oyunlarının güçlü noktası hikaye anlatımı. Oyunda
periyodik olarak 5 dakika çatışıyoruz ki sonunda Max'ın ağzından
çıkacak iki altın kelamı duyabilelim. İşte birkaç
örnek..
“Bağdat'a tanga giydir, olsun sana Sao Paolo!”
“Bokun üstünde üç beş sinek varsa bok da popüler adamdır.”
“Bağdat'a tanga giydir, olsun sana Sao Paolo!”
“Bokun üstünde üç beş sinek varsa bok da popüler adamdır.”
“Üç saattir bi barda içiyorum. Ya
da beş yıldır. Nasıl bakarsan artık..”
“Bu şerefsizler beni öldürmek için sıraya girerken, ben de suratımda skim bi sırıtma takayım”
Yine atmosferde gerçekçilik açısından başarılı bir detay Brezilya'da İngilizce konuşulmaması. Oyunda da bizimle konuşmayan kişiler kendi aralarında ana dillerinde muhabbet ediyor. Max ve biz trene bakar gibi bakıyoruz.
“Bu şerefsizler beni öldürmek için sıraya girerken, ben de suratımda skim bi sırıtma takayım”
Yine atmosferde gerçekçilik açısından başarılı bir detay Brezilya'da İngilizce konuşulmaması. Oyunda da bizimle konuşmayan kişiler kendi aralarında ana dillerinde muhabbet ediyor. Max ve biz trene bakar gibi bakıyoruz.
Oyunda beni rahatsız eden, eksi puan
olarak nitelendirebileceğim birkaç detay, akın akın gelen ve
bitmeyen düşman dalgaları, bullet time modunda sağa sola
merdivene duvara denk gelince Max'in aldığı abuk subuk şekiller,
Kill-Cam'in bir garip, kafasına göre çalışması, headshotları
pas geçip mideye giren mermiyi uzun uzun izlemesi, düşmanların
bizi arkadayken ve ses çıkarmamışken fark edebilmesi gibi
detaylar.
Bunların dışında Max Payne'in özüne sadık kalınan bir oyun olmuş. Health Regeneration yine yok, sağlığımızı düzeltmek için painkiller arıyoruz, fakat bunlar artık öyle yerde merde değil, ilkyardım odaları ya da dolapları gibi daha mantıklı, daha olması gereken konumlarda bulunuyor. Üzerimizde elli çeşit silah taşıyıp fıttır fıttır değiştirmiyoruz, mesela bir tüfek iki tabanca varsa Max bir elde tabancayla ateş edip diğer elinde tüfeği taşıyor, çift tabancaya geçerken tüfeği atıyoruz.
Sözün özü, bu aralar benim gibi aksiyon damarınız kabardıysa alın oynayın. Rockstar sizin için çok iyi tasarlanmış mekanlarda geçen, eğlencelik bir oyun yapmış.
Bunların dışında Max Payne'in özüne sadık kalınan bir oyun olmuş. Health Regeneration yine yok, sağlığımızı düzeltmek için painkiller arıyoruz, fakat bunlar artık öyle yerde merde değil, ilkyardım odaları ya da dolapları gibi daha mantıklı, daha olması gereken konumlarda bulunuyor. Üzerimizde elli çeşit silah taşıyıp fıttır fıttır değiştirmiyoruz, mesela bir tüfek iki tabanca varsa Max bir elde tabancayla ateş edip diğer elinde tüfeği taşıyor, çift tabancaya geçerken tüfeği atıyoruz.
Max dünyasını renklendirirken
Sözün özü, bu aralar benim gibi aksiyon damarınız kabardıysa alın oynayın. Rockstar sizin için çok iyi tasarlanmış mekanlarda geçen, eğlencelik bir oyun yapmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder