MAİL: Oyuncueposta@gmail.com - FACEBOOK: 724 Oyuncu - TWİTTER: Yokuz anam. Harikalar Tic. teması. Blogger tarafından desteklenmektedir.

22 Nisan 2012 Pazar

HİTMAN: ABSOLUTİON ÖN İNCELEME


Öncelikle bu yazıyı yazanın hangi kafayla oyunu yorumlayacağını bilmenizde fayda var. Bundan önce çıkan tüm Hitman oyuınlarını oynadım. Ve hepsinde başarısızlıktan başarısızlığa koşturdum. O stealth içgüdüsüne sanırım sahip değilim. Bir şekilde oyunlar benim için fazla zordu. Sizin için nasıl zor değildi onu da anlamıyorum. Ama oyunlara bok atar mıyım? Asla. Çünkü oyunlardaki o her görevin kendi içinde bir sandbox gibi işlemesini, birden çok çözüm yolu içinden planı kendimiz kurup uygula(yama)ma işini, en azından kendi çapımda denemeyi, bende herkes gibi çok sevmiştim.

Evet adamımız her oyunda daha suratsız oluyor. İki oyuna sakalı da uzarsa, artık Polatın Mematinin peşinde koşacağı, sıkıntılı görevlere hazır olacaktır.

Hitman Blood Money'den beri tam altı sene geçmiş. Bu arada bizim 47 yokken, kiralık katil piyasasında ne değişimler oldu bir bakalım.Assassins's Creed serisi ortalığı kasıp kavururken, insanların kafasındaki “katil” imajı, Altairlere Eziolara kaydı. Hatta Hitman'ın bir trailerındaki “Orjinal suikastçi dönüyor” sloganı, inceden Ubisoft'a “Bizim çöplüğümüzde ötüyosunuz beyler” mesajı içeriyor sanki. Bizim IO İnteractive'in oyunun temelinde birazdan detaylı inceleyeceğimiz köklü değişikliklere gitmesinin temelinde bu Assassin's Creed'in başarısı bir etken olabilir mi? Bence gayet olası. Aksiyon oyunlarının, (Kastedilen hem Aksiyon hem Shooter oyunları) tüm konsollarda ezici bir üstünlük kurması, Diğer türlerin de, (RPGsinden tut Adventureuna) başarılı olmak için kendini o Aksiyon sosuna bulama ihtiyacı, sanırım Absolution'u planlarken IO nun yol haritası olmuş. Peki ya oyuncuların o “Daha çok satılsın diye gerizekalıların hatta bebelerin oynayabileceği oyunlar üretmenizden bıktık!!” konulu isyanlarını duymadılar mı? Duymamalarına imkan var mı?

Piyasadaki, oyuncuların ne düşündüğüne, ne istediğine hiç önem vermeyen, sürekli bildiğini okuyan oyun geliştiricilerinin yanında, (mesela biri Bio ile başlar Ware ile biter) IO İnteractive, melek gibi kalır. Firmanın elemanları, süreklü forumlarda takılır. Fanboy veya Troll tadında yorumlar yapmayan, gerçekten ne dediğini bilen adamların yorumlarını not alıp toplantılarda yöneticilerin önüne atarlar. Tamam sonuçta hiçbirini uyguladıkları görülmedi. Ama en azından kulak veriyorlarmış. Bakalım firmanın bir “Yetkili Abi'si” Tore Blystad ne demiş:

“İnsanlar bizden ne istediklerini kendileri de bilmiyorlar. Daha önce oynadıkları sevdikleri oyunları sayıyorlar ve “Şunun bunun gibi bir oyun istiyorum, ama bu sefer daha iyi yapın” diyorlar. O zaman, demek ki benden istedikleri şu: Hitman-GTA melezi bir oyun ve üzerine hafif Metal Gear sosu. Peki biz ne yapmalıyız? Biz ellerine aldıkları anda, “Evet ya asıl istediğim buydu” diyecekleri, tüm o verdiğimiz değişim kararlarını haklı bulacakları bir oyun yapmak istiyoruz.”

Kırdın incittin tertemiz kalbimi

Peki firmayı bu kadar tedirgin eden “Köklü” ve “Riskli” değişiklikler neler? Mesela “İnstinct Mode” var. İlk kez bu modun dedikoduları dönmeye başladığından günümüze, oyuncular “Acaba Hitman Absolution günümüzde oyunların üzerine bulaşan asrın vebası “Basitleştirip bebe işine çevirme” hastalığına mı yakalandı?” diye korkuyorlar.

İzlediğimiz oyun görüntülerinde İnstinct mode ile duvarların arkasındaki düşmanları görebiliyoruz ve geçeceğimiz yolları ona göre belirliyoruz. Yetmedi, diyelim yakalandık. Yine bu mod yardımıyla zamanı bir an yavaşlatıp tık tık tık kafaları seçip basıyoruz headshotı. Yani biraz Max Payne Bullet-Timeı, biraz Batman'ın Detective modu. Ayrıca kılık değiştirdiğimiz fakat düşmanların üç santim önünde kabak gibi takıldığımız durumlarda da kimliğimiz açığa çıkmıyor bu İnstinct ile. Başarılı hareketlerimizle biriktirip, sıçınca harcıyarak kurtuluyoruz. Yalnız kilit nokta, bu instinct hem saklandığımızda, kılık değiştirdiğimizde, telle adam boğduğumuzda doluyor. Hem de Battlefield misali çatır çatır adam taradığımızda doluyor. Yani bu Hitmande ikisi de başarı. İkisi de cinayet sonuçta. Nassı yea? Dediniz dimi. Ağzınız falan çarpıldı. Mümkündür efendim, yapar..

Abilerimiz bize raconu böyle öğretmedi. Delikanlı adam telden başka silaha el sürmezdi hani?


Şimdi bu noktada kimileri “Abi satılsın diye kolaylaştırmışlar, ırzına geçmişler Hitman'imin” derken, benim gibiler de “Baba sonunda hilesiz milesiz bitirebilecez heralde bunu” diye, köşemizde elleri ovuşturuyoruz. Hemen firmanın cevabını alalım:

“Bence insanlar İnstinct mode dan memnun olmadılar çünkü bundan önce bu karakterin kullandığı böyle insanüstü yetenekleri yoktu. Nerden çıktı bu şaşkınlığındalar. Fakat bize bu yetenekler çok doğal geliyor. Sonuçta adamımız süper eğitimli bir kiralık katil. Etrafında olan bitenlere karşı hiper bir farkındalığa sahip. Ve bu adam normal insanların yapamayacağı şeyleri yapabilmeli. Teknik olarak duvarların da arkasını görmüyoruz. Sadece arkada bir adam olduğunu hisediyoruz.”

Tabi böyle yenilikler gelince oyun kolaylaşmış. Nerde o serinin eski oyunlarındaki fark edildiğimiz anda sıçtık abi deyip restart ettiğimiz görevler, nerde Absolutiondaki o kütüphane görevinde 7 kişinin arasından bir polis memurunu rehin alıp çıktığımız, peşimizde polis helikopteriyle binadan binaya zıpladığımız görev. O zorluk seviyesi giderse ortada oyun moyun kalmaz diyenler için ise, firma çıkışı Hardcore zorluk seviyesi olarak işaret etmiş.

“Hardcore seviyesi için özel emek harcıyoruz. Oyuncunun sağlığını azaltmak ve NPClerin daha isabetli ateş etmesinden daha fazla birşeyler olmasına çalışıyoruz. Oyuna o çok fazla zaman harcanan, her adım planlanarak atılan havayı bu seviyede vereceğiz merak etmeyin. İnstinct i de kapatabileceksiniz.”

Aslında bence zorluk kısmı bir yana, bu değişimler tamamen oyunun havasını, suyunu değiştiriyor. Bakılması gereken nokta bu. Stealth-Action değil de Action-Adventure bir hava seziyorum. O silent Assassin, artık iki elinde tabancayla ölüm saçabilen, Pers Prensi gibi sağa sola tırmanan, zıplayan bir Assassin olmuş.

Ayrıca eldeki materyal az olduğu için tam emin olamasam da oyun ile ilgili kafamda oluşan başka bir izlenimi sizinle paylaşayım. Bana sanki oyun o eski görev bazlı “Bu hedef, bu da harita, bir sürü seçeneğin içinde serbestsin, nasıl yapacağın tamamen sana kalmış.” mantığını bir kenara bırakmış. Ve daha “Önceden yazılmış senaryolar içinde, iyi sinematikler eşliğinde, belirlenmiş bir hikayede inceden inceden sürüleceğiz” felsefesinde olmuş gibi geldi. Evet, bayıla bayıla oynadığımız o GTA'lar Mass Effectler, bize bu mantık “taş gibi” uygulandığında ortaya neredeyse “sanat eseri” işlerin çıktığını gösterdi. Anladığım kadarıyla amaç Hitman serilerinde varolan o “Kuruluk” hissini almak. Hitman hastaları bu işe ne der bilmiyorum. Ama bir oyun hastası olarak şahsi fikrim, bu mantığı tek başına iyi olur, ya da bozmuşlar şeklinde değerlendirmemek gerektiği yönünde. İşin sırrı planlamada değil uygulamada yatacak. Bu atmosfer dediğimiz işi ustalıkla kotaran oyunların “efsane” statüsüne çıktığını unutmayalım. Bakalım oyuncular “Biz çok seçenek seviyoduk” diye ağlayacak mı, yoksa hitman serisine eklenen yeni ve çok daha etkili bir “Hikaye anlatımı” boyutu, tüm günahları örtecek mi.

Tabi gördüğümüz bölümlerde klasik rolümüz olan “avcı”dan çok, “av” rolünü oynamamız da bu “Scripted” oynanışın ortay çıkmasında bir etken olabilir. Bu sadece bir bölüm müdür, tüm oyun böyle mi sürüyor, onu bilmiyoruz.

Diğer yönlerden oyuna biraz bakalım. Yeni grafikleri, hareket animasyonlarını ben iyi buldum ve sevdim. Karşılaştığımız karakterlerinm birbirinin kopyası, düşünce yoksunu tipler olmaması iyi. Yapay zekadaki gelişimi ve NPClerin daha bir ”gerçek insan” olduğunu sanırım herkes farkedecektir.

Bir diğer dikkat çeken şey ise müzikler. Bundan önce gerçekten çok baaşarılı işlere imza atan, ve Hitman hayranlarının da ağır hayranlığını kazanmış Jasper Kyd, Darksiders 2 ile meşgul olduğundan, bu oyunda görevi başkaları üstlenmiş. Demoda duyduğum arada girip çıkan “endüstriyel metal” müzikler kulağıma gayet kaliteli ve yeterli geldi. Eski oyunlar gibi sanat eseri işler çıkar mı bilemem ama, yine uğraşılmış, oyunun müzik kısmı es geçilmemiş ve birşeyler denenmiş.

Şüphesiz bizi sevindirecek, hiç tartışmadan hemfikir olacağımız mutlu haber ise oyunun “Full Türkçe Altyazı” seçeneği ile gelmesi. İşte sırf bu sebepten IO ya, yok satış rakamları yok yeterli istek olursa geyiklerine girmeden dil desteği verdiği için teşekkür ediyorum. Bakalım, oyunun çıkış tarihini bekleyelim. Baktık adamlar iyi bir iş yapmış, oyun harbiden iyi, orijinal alalım. Paramız yoksa 1 sene sonra fiyatı 5 dolara düşünce alalım. Adamlara bir teşekkür etmek lazım.

Bu yorumları yaptığım görev videosuna bir göz atın bakalım. Bana akıcı geldi, heyecanlı geldi. Size nasıl gelecek merak ediyorum..



Hiç yorum yok: