MAİL: Oyuncueposta@gmail.com - FACEBOOK: 724 Oyuncu - TWİTTER: Yokuz anam. Harikalar Tic. teması. Blogger tarafından desteklenmektedir.

2 Mart 2012 Cuma

İNCELEME: ALAN WAKE


Max Payne oyunlarının yapımcısı Remedy tarafından 2 yıl önce XBox'a çıkarılan Alan Wake'i PC de inceledim. Oyunun adı başroldeki karakterin de adı. Alan Efendi, Stephen King çakması bir korku gerilim yazarı. Yazar olarak üretemediği bir dönemdeyken, üstüne kabuslar görmeye başlıyor. Bunun bir de karısı var, adını şimdi unuttum o yüzden Ayşenur diyecem. Ayşenur'u 2 özelliği ile tanıyoruz. Birincisi en çok korktuğu şeyin karanlık olması. İkincisi de oyunun yarısında donla gezmesi. Yani bu abla da Alan gibi az denyo. Neyse bu ikisi tatile çıkıyolar. Ufak bi kasbaya bi arkadaşlarının evine gidiyolar. Sonra arkadaşları yokmuş da bi cadı karı varmış da neymiş de hikaye akıyo işte.



Oyunun tarzı Survival Horror TPS. Yani şöyle çevirelim,(Yapma) Adamı Arkadan Görmeceli Hayatta Kalma Korku Oyunu. (!) Bu türün başarılı olması için gereken baş özellik atmosferdir. Peki AW'de atmosfer nasıl? Başarılı. Bir kere karakterler bildiğin arıza tipler. Evde sigorta atsa karanlık korkusundan salya sümük vızıklanan bir kadın. Artı bizim kabuslardan uyuyamaz olmuş Alan. Artı bizimki böyle kılçık edebiyatçı tayfasından, hayatında eli iş tutmuş bi adam olmadığından işler sarpa sarınca ordan kapıyım bi taş, vurayim ağzına, keserin kafasını savurup bi atarlanayım de yok bunda. Hikayede Stephen King öykülerinden alıntılar bol. Bir de şöyle hoşuma giden bir yenilik gördüm, bazen sağdan soldan Alan'ın kitap müsveddelerini topluyoruz. İşte mesela şöyle bir yazı var, “Tepedeki evin kapısından girdiği anda aldılar bizimkinin dalağını böbreğini” sonra 5 dakka oynuyoruz, bi bakıyoruz tepede sislerin arasında bir ev var. Bunun gibi oyunda başımıza ne geleceğini bilmenin verdiği gerginlik daha önce yapılmış bir şey değil. Ayrıca korku temalı oyunlardaki bütün germe-korkutma öğeleri mevcut. Sıralarsak; Her 5 mermi aldığımızda 8 düşman çıkması. Bu yüzden kaçmak zorunda kalmak. Düşmanların hep etrafı sarıp, arkadan yandan vurması. Bu yüzden sürekli arkayı kollama ihtiyacı. Karanlık, sis, vs..

Oyun bir yandan bölüm bölüm dizi gibi, böyle her bölüm sonu cliffhanger ile havada kalırken, yeni bölümün başı da previously on Alan Wake diye başlıyor. Diğer yandan da hikaye, roman modunda. Alan kılçığı durup dururken yaşadığımız anı sanki bi kitaptan okuyor.



Oyunda karanlık ve ışık önemli. Saldıran Taken'ların bir karanlık zırhı var. Karanlığın içinde bunlara kurşun murşun işlemiyor. Önce o zırhı kaldırmalısınız. Bunun için ya el feneri odaklayıp şapşal edeceksiniz öyle basacanız mermiyi, ya meşaleleri yakıp üçlü çektireceksiniz, Ya da bir ışığın altına kaçıp sığınacaksınız. Karanlıkta koşturunca alırlar gırtlağınızı. O yüzden el feneri hem kurtarıcı hem dert. Pili bitiyor. Bir de sol analog yürüme, sağdaki fener, o biraz zorluyo. Ha klavyeyle oynicam derseniz sıkıntı büyük. O zaman bu fener zıkkımına Alan rot ayarı kaçmış gibi sağa çekiyo.

Grafiklere bakarken oyunun aslında 2010 oyunu olduğunu unutmayın. Zamanına göre gayet iyi grafikler, günümüz standartlarında da gayet iş görüyor. Arada ağaç dallarının içinden geçerken falan ufak hatalar var ama büyük dert değil. Sisi pusu başarılı yani.

Yalnız benden mi kaynaklanıyor artık şüphelenmeye başlıyorum, bu oyundan da sıkıldım. Yine neden lan diyceksiniz.. Hep aynı be ağalar. Aynı düşman, aynı şey mermi bitmece, sonra kaçmaca..

Hiç yorum yok: